Saturday, November 14, 2009

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne...


Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden…
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…

CAN YUCEL

Tuesday, November 10, 2009

Bİ DAMLACIK


Duru bir yeşildi ortalık

Akşam güneşi kırılmış bir mızrak boyu

Ve çocuk sesleriyle iniyordu ışık,

Ağlarda sanki dargın bir kılınç balığı

Pullarını döküyor üstüme

Bir sessizliği anlatmak için yazıldı bu şiir

Belki de anmak için

bi damlacık bir sessizliği

CAN YUCEL

Wednesday, November 04, 2009

Birdenbire

Her şey birdenbire oldu.

Birdenbire vurdu gün ışığı yere;

Gökyüzü birdenbire oldu;

Mavi birdenbire.

Her şey birdenbire oldu;

Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;

Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.

Yemiş birdenbire oldu.



Birdenbire,

Birdenbire;

Her şey birdenbire oldu.

Kız birdenbire, oğlan birdenbire;

Yollar, kırlar, kediler, insanlar...

Aşk birdenbire oldu,

Sevinç birdenbire.

ORHAN VELİ KANIK

Friday, October 16, 2009

Bavulları Hep Toplu Durmalı insanin

Bavullari hep toplu durmali insanin...
Bir gün telefonlarin hiç çalmayabilecegi hesaplanmali...
Tül perde arkasindan misafir yolu gözlemekten vazgeçmeli...
Ihanetlere, terkedilmelere, bir basina birakilmalara hazirlikli olmali...

Yalnizliga alismali...
Çünkü “omuz omuza” günlerin vakti geçti.
Dayanisma, günümüzün borsasinin deger kaybeden hisse senetlerinden biri artik...
Bireyin kesif çagi, geride kirik dökük yalnizliklar birakti.
Terörün bile bireysellestigi çagdayiz.
Zaman, birlikten kuvvet dogurma zamani degil;
Zaman, tek basina dimdik ayakta kalabilmeyi becerme zamanidir...
Iste o yüzden alismali yalnizliga...
Sokaklar dolusu issizlikla basbasa yasamayi göze almali insan...
Güvendigi daglardaki karlara bakip ders çikarmali...
Hüzünlü bir sarkiyla paylasilan gecelerde basini dayayacak bir omuz arama huylarindan vazgeçmeli...
Sofrada tek tabaga, tabakta az yemege alismali...
Romanlardan, yalnizligi yücelten paragraflar asmali evin en görünür duvarlarina...
“Yalnizlik paylasilmaz/Paylasilsa yalnizlik olmaz”

Dizeleriyle baslamali güne...
Telesekretere “Su anda size cevap verebilecek kimse yok! ” denmeli,
“Belkide hiç olmayacak...” cevapsizliga, sessizlige isinmali...
Oysa sessizlik haksizliga alkistir.
Hakliligin onuru yasatir insani...
Susmanin utanci öldürür...

O yüzden en sessiz gecelerde “Dogruydu, yaptim” la teselli bulmali insan.
Feryada komsularin yetismemesine,
Soguk duvar diplerinde sessizce aglasmaya alismali...
Kendiyle hesaplasmaya çalismali...
Gece yastikla aglasmaya, sabah aynayla gülüsmeye,
Kendiyle hüzünlenip, kendiyle keyiflenmeye hazir olmali...
Hep basini alip gidebilecek kadar cesur,
Ama hep kalip savasacak kadar gözüpek olabilmeli...
Sessizligi, sese dönüstürebilmeli...

Ve sirt çantasini her daim hazir tutmali insan...
Yollarla barismali...
Yalnizliga alismali...
.
Can Dündar