Sunday, October 27, 2013

Acıyla Gelen Tecrübe

Bu hafta sonu insanın yüzüne tabiri caizse tokat gibi çarpan bir gerçeği tekrar farketmemle yeni kararlar almış bulunmaktayım. Çok klişe olacak belki evet ama hayat insanın kafasını bazen böyle duvara toslamazsa bir şeyleri farketmen zaman alabiliyor ve bazen çok geçmiş kalmış olabiliyoruz.
Hepiniz bir düşünseniz mesela, yapmayı planladığınız ama devamlı ertelediğiniz ne kadar çok şey var? Sıralasanız çıkan listeye sayfalar yetmez eminim. Peki nedendir bu ertelemeler? Ya işiniz çok yoğundur, ya o sırada başka öncelikleriniz vardır diğerlerine sıra gelmiyordur, ya paranız yoktur ya isteğiniz ya haliniz. Daha bir sürü etten püften bahane sıralayabiliriz değil mi? Kafa salladığınızı görür gibiyim, o zaman doğru yoldayız burdan devam.
Şimdi bir anda gaza geldik değil mi? Hemen yarın yarım kalan bütün işlerinizi bitirecek, ne zamandır aramanız gereken ama arayamadığınız insanlara telefon edecek, kutlamadığnız doğum günlerini kutlayacak, gitmek istediğiniz hobi kurslarına kayıt olacak, spora başlayacaksınız...Çünkü hayat çok kısa ve hazır bütün bunları yapabilecek sağlığınız varken yapmalısınız değil mi?
Hadi ama biraz gerçekci olalım, bunca zamandır yapmadığınız bütün bunları 24 saat içinde  yapmayacaksınız. Kendinizi bu kadar zorlamayın ve hedeflerinizi daha olurlu koyun ki daha mutlu olun.
Demek istediğim hemen bütün bunları yarın yapamayacaksınız ama belki bir hafta içinde tamamlayabilirsiniz, veya 2 hafta veya belki de 1- 2 ay, hiç farketmez..Yeterki başlangıç adımını atın, ne demiş büyüklerimiz başlamak bitirmenin yarısıdır.
Cuma sabahından itibaren nerdeyse Pazar sabah erken saatlere kadar süregelen öyle bir ağrı, sancı, acı ve çaresizlikle karşlaştım ki işte benim kafamın duvara toslama noktası o oldu. O kadar aciz bir halde, o kadar çaresiz ve zor bir duruma düşüyorsunuz ki ne olursa olsun nafile. İsterseniz o ana kadar dünyayı kurtarmış olun ( ki hiç birimiz bunu yapmıyoruz) nafile, size bir çaresi yok. E haliylen siz de takkeyi koyuyorsunuz önünüze düşünüyorsunuz, ben de öyle yaptım. Neye o kadar üzülüyordum, neyi o kadar kendime dert ediyordum, neyi o kadar düşünüyordum, kimin için veya ne için kendimi o kadar hırpalıyordum, bütün bunlar bu yaşadıklarıma değer miydi? Hadi onu geçtim, diyelim hiç birşeyle ilgisi bağlantısı yok.. Şimdiye kadar bir türlü vakit ayıramadığım şeyler geldi aklıma, türlü bahaneler bulunarak ertelenenler..Allah korusun bir an gelebilir ve ben onları yapacak fırsatı bir daha hiç bulamayabilirim. İnsan gerçekten içten içe hep bilir aslında sahip olduğu minicik şeylerin bile ne kadar önemli olduğunu ama kaybetmeye yüz tuttuğunda anlar gerçekten ne demek olduğunu.
Çok şükür iyi edilebilen, basit ama sancılı bir durumdu belki de benimkisi. Ama hayatımın daha da istediğim gibi olması için kolları sıvamamı sağladı. Veee neticede yeni kararlarım bugün itibariyle uygulamaya alınıyor, cümleten hayırlı uğurlu olsun..
Mesela gene çok klişe ama önce ben iyi olayım ki başkalarını iyi edebileyim en basitinden, önce kendimi iyi edeceğim. Sonra insanları aramayı ihmal etmeyeceğim, bugün yapabileceğim şeyleri yarına ertelemeyeceğim, ha ama yetiştiremiyorsam da kendimi paralamayacağım mesela, olduğu kadar deyip bırakacağım. Hayatımı istediğim gibi yönlendireceğim, bol bol seyahat edeceğim. Her sene görmediğim yeni yerleri göreceğim. İşim hayatımı istediğim gibi yaşabilmem için önemli bir yerde konumlanacak tabiiki, ama hayatımı ele geçiremeyecek. Yani bir araç olacak amaç değil. Kedi gibi mırıl mırıl uyuyacağım mesela bütün gün istersem veya hiç uyumayacağım, dövme yaptıracağım ( önce yerine ve şekline karar vermek gerek tabii) Unuttuğum İspanyolcamı hatırlayacağım, beni seven ve değer veren insanlara daha fazla ilgi göstereceğim..vs vs bu böyle uzar gider.Çook çalışmam lazım yani çook ama kendim için en azından..
Lafın özü insanlik için küçücük ama benim için büyük vukuatların olduğu bir hafta sonundan geriye kalanlar bunlardır mirim. Bakalım ne kadarını başarabileceğim veya bu kararlılığım ne kadar sürecek, göreceğiz.
Aklımda yakın gelecek planları, kulağımda eski zaman ezgileri, yüzümde garip bir ifadeyle bendeniz huzurlarınızdan çekiliyorum efendim, size de kolay gelsin, eğer isterseniz.

Sevgiler,

Y.D.