Friday, April 29, 2011

?

Her gün birşeyler anlatılıyor. Birilerini konuşuyor devamlı, nutuklar atıyor. Ben bir anlatılan Türkiye'ye bakıyorum bir de yaşadığıma.Ya duyduğumu anlamıyorum ya da gördüğümü... İkisi de çok vahim değil mi???

Y.D

Saturday, April 23, 2011

Kavuşmanın Sarhoşluğu

Bir gün, öyle yolda yürürken bir anda birşey geliverdi aklıma..Dedim ki belki bunu düşünen başkaları da vardır. Mutlaka vardır, vardır ama bunu bilebilmek için önce paylaşmak sonra da gelecek tepkileri beklemek gerekir değil mi? Tam herşeyi kurgulamışım, giriş gelişme sonuç fevkaladenin fevkinde iken işte tam o anda, düğüm olan kelimeler, kafamda engellenen düşünceler ve kıpkırmızı, insanı tedirgin eden bir yazı ile klavyenin başında kalakaldım. Mahkeme kararıyla engellenmiştir! Benim adıma olan bir site benim hiç haberim bile olmadan mahkeme kararıyla engelleniyor. Yani bir nevi ben engelleniyorum..Belli ki ne olduğunu bilmediğim bir suç işlemişim..Belli ki önemli birşey..Yoksa insanların işi gücü yok mu da böyle nacizane kendi kendimize ses çıkardğımız blog sayfalarımızı mahkeme kapatsın? Düşündüm, ciddi ciddi kafamı yordum neden acaba diye...Yok ben bir anlam veremedim, varsa veren beri gelsin.. Verememiştim daha önce de zaten. Uzun bir aradan sonra evime geri dönüpte youtube'a giremeyince de bir anlam verememiştim. O zaman da böyle tıkanıp kalmıştı bir şey içimde, sanki havadaki oksijen azalmıştı bir anda, hikayelerdeki gibi duvarlar hareketlenmiş üzerime geliyordu sanki..Gereksiz tabii bu kadar paniklemek, bir yolu mutlaka bulunuyor. Onu değiştir, bunu ayarla yükle,indir, çalıştır vs vs vs.. Ama hepsini yapmayı itinayla reddettim. Kendi adımı taşıyan bir siteye en basit ve normal yollarla giremeyeceksem, üstelik bu durum tamamen benden habersiz geliştiyse, o yolu bulmayı kesinlikle yok saydım.Bu tembellik, üşengeçlik veya ne bileyim belki de korkaklık değil. Mideme oturdu bu kadar uğraşarak kendi sayfama ulaşmaya çalışmak. Hücreye tıkılmışım da kaçmak için çay kaşığıyla tünel kazar gibi bir hava yarattı bende sanki. Kafa tutmak yada engelenemez gibi görünmekten çok, kırmızı ışıkta geçmeye çalışmak gibi geldi, anlamsız yani..
Sonuçta artık refleks oldu, belkide içten içe bir korku..Hangi siteyi açarsam açayım o sayfa açılana kadar o antipatik yazıyı görmemek için dua ediyorum. O gün bugundur kırmızı renge de, o yazı karakterine de, mahkeme, karar, erişim ve engel kelimelerine de hafif bi antipatikliğim var zaten. Böyle bir şişkinlik bir hazımsızlık yaratıyor ki ne siz sorun ne ben söyliyeyim.
Neyse, artık kavuştuk ama..Şimdilik en azından..Bakalım bir daha ki kabahatimize kadar rahatız; tadını çıkarıp, hasret giderelim. Uzun zamandır birbirini görmeyen iki eski iyi arkadaşın tekrar karşılaşmasının ilk bir saatine hakim olan o çekingenlik, utangaçlık, yabanilik, tutukluk ve ne diyeceğini bilememe halinden kurtulalım, bir daha ki karara kadar mutlu mesud yaşayalım.

DİPNOT: "Eğer sizde de bendeki gibi şişkinlik ve hazımsızlık sorunu oluyorsa, size harika bir önerim var hemen geçiriyor" demek çok isterdim ama maleseff o öneriyi hali hazırda ben bulamadım. Bulan/bulanlar olursa, anlayanlarla beraber beri gelsin:)

Y.D