Sunday, May 01, 2011

Bir Çaresi Bulunur Elbet ??

Bazı zamanlar olur bir şeyler söylenmesi gerekir. Birşeyler söylenmeniz beklenir. İstersiniz, açarsınız ağzınızı zorlarsınız çıksın o hazırlanan, prova edilmiş kelimeler, çıkıversin ağzınızdan diye..Olmaz ama bir türlü..Tek diyebildiğiniz tek tük saçma kelimelerdir, karşınızda sizi dinleyeni de garip bir hale sokar. Mevzuya göre umursanırsınız veya umursanmazsınız. İşte o an kendinizi aptal gibi hissedersiniz. Duruma göre belki de biraz aciz, bu duyguları tabii kızgınlık takip eder. Kimseye değil en çok kendinize.. Sonra bir yutkunursunuz, hani az önce çıkmasını planladığınız ama çıkamayan sözler varya dilinizin ucunda hazırlanmış, onlar artık dilinizde gereksiz yer kaplamasın diye. Artık dilinizde değildir evet ama nereye gider allah bilir..
Bu durum bir çok hale veya olaya uyarlanabilir. İnsanlar birçok şeyi söylemek ister söyleyemez.Belki iyi belki kötü belki doğru belki yanlış..Bazı durumlarda bence söylenememesinin sebebi karşıdakidir. Söylense nasılsa bir işe yaramacağını hissederseniz daha anlamsız bir olaya zemin hazırlamamak için susturur sizi beyniniz bedeniniz..Kim bilir..
Ama aslında bunların hiçbiri önemli değildir. Söylemişsiniz söylememişsiniz dinlenmişsiniz dinlenmemişsiniz..Bir çaresi bulunur gerçekten de. Bir çaresi bulunur elbet yarın yeniden yaşamanın, veya çıkmazların...Bir yol vardır her durumda,bir çare bulunur..Tek bir şey dışında..
Yakın veya uzak tanıdığınız, bir zamanlar aynı ortamlarda bulunduğunuz, aynı şeyleri yaptığınız biri hayatında biricik dediği insanlardan birini kaybetmişse bunun için yapılacak birşey yoktur, malesef elden hiçbirşey gelmez. İşte kelimelerin kifeyetsiz kalmasının, diyecek birşey bulamamanın, söylenecek herşeyin anlamsız gelmesinin sizi çaresiz bıraktığı an tam o andır. Arayamazsınız bile çünkü ağzınızdan cıkabilecek kelimeler bir elin parmaklarını geçmez. Eliniz kolunuz bağlanır. Kitlenir kalırsınız bir süre. Çaresiz kalırsınız..
Ve işte bunları takiben hep elinizdekilerin kıymetini bilmeniz gerektigini anlarsınız. Söylenmesi gerekenleri söylemeniz gerektiğini, olmayacak şeyler için kendinizi harap etmemeniz gerektiğini ve hayatın gerçekten çok kısa olabilecegini hatırlarsınız.
Hadi o zaman, daha neyi bekliyoruz ki??
Bir uyuyup uyanalım bakalım bir çaresi bulunur herhalde...

Y.D.